Dilimin döndüğünce size tanıtmak istiyorum.Latin yazarın en bilinen kitabı Yüz Yıllık Yalnızlık ı okumuş ve uzun süre etkisinden çıkamamıştım.Aynı etkiyi ilk kitaptaki kadar olmasa da bu kitapta da yaşadım.
Kitabı'n konusu şöyle: Herkesin işleneceğini bildiği ama kimsenin olacağına çok da ihtimal vermediği bir cinayeti anlatıyor. Konu bunun üzerinden dönüyor. Kitap gerçek bir hayat hikayesinden alınmış ve inanın bunu hissediyorsunuz. Çünkü bu kadar şakayı insana sadece hayat yapabilir. Yazar yarattığı karaktere acır 😀
Kitap bir tesadüfler yumağı. Birbirinden bağımsız insan hareketlerinin nasıl da birbiri ile ilintili olabildiğini anlıyorsunuz.Okuduğum yorumlarda cinayeti durdurmak için bir şey yapmamalarına çok kızmışlar; ama kitabın ana fikri zaten kaderin önünde durulmazdı.(Özü cidden buydu, gülmeyin)
Tabii bu Gabriel Amca. Beylik laflar etmeden durur mu? Üzerinde bir kaç defa düşüneceğimiz cümleler kurmuş. En sevdiğim şu şekildeydi: Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.
Bir de açık uçlu Kitapları seviyorsanız, yazar her şeyi açık açık yazmasın boşlukları ben doldurayım derseniz bu kitap tam sizlik.
Spoiler-------
Kitapla ilgili daha doğrusu her kitabın bulunduğu coğrafyayı anlattığını kabul edersek Yüz Yıllık Yalnızlık'ta ensestin dibine vurulan bir ülkede kızkardeşinin bekâretini kaybetmesine sebep oldu diye birini öldürmenin ne manası vardı 😂😂😂 Şimdi Kolombiyalı abilerimiz namusuna düşkün MÜ yoksa kitaptaki katil abilerimiz Kolombiya'nın köylüğündenler mi?
Sevgiler